
Pendik escort ara sokaklarında, eski sıvaları dökülmüş üç katlı bir apartmanın çatı katında yaşıyordu Zeynep. 32 yaşındaydı.
Zeynep, Diyarbakır doğumluydu. Çocukluğu çatışmaların gölgesinde geçmiş, daha 15 yaşında iken ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etmek eskort zorunda kalmışlardı. Eğitimini yarıda bırakmış, genç yaşta çalışmak zorunda kalmıştı. Tekstilde, temizlikte, çocuk bakıcılığında… Hep birilerinin gölgesinde, hep başkalarının hayatına hizmet ederek geçirdi yıllarını.
20’li yaşlarının ortasında âşık oldu. Sevdiği adam başta kibar, anlayışlıydı. Ancak evlenince gerçek yüzü ortaya çıktı. Evliliği bir hapishaneye dönüşmüştü. Şiddet, aşağılanma, yalnızlık… Üç yıl sonra bir sabah her şeyi arkasında bırakıp küçük bir valizle Pendik escort kaçtı.
Pendik’te hiçbir tanıdığı yoktu. İlk gecesini sahildeki bir bankta geçirdi. Soğukta otururken “Keşke”lerle “İyi ki”ler zihninde savaşıyordu. Ertesi gün bir kadın dayanışma derneğinin broşürünü gördü; oradan içeri girdiğinde aslında kendi hayatına da yeniden girmişti.
Zeynep, birkaç ay içinde sığınma evine yerleştirildi. Psikolojik destek aldı, açık öğretim cimcif lisesine yazıldı. Aynı zamanda bir fırında tezgahtar olarak çalışmaya başladı. Ellerine ekmek kokusu sinmişti artık. O koku, ona yeniden üretmenin ve yaşamın kokusunu hatırlatıyordu.
Boş vakitlerinde Pendik sahilinde yürümeye çıktı. Rüzgâr saçlarını dağıtırken içinden geçenleri bir deftere yazıyordu. Yazdığı cümlelerin ilki şuydu:
“Ben susturulmadım; sadece uzun süre konuşacak kimseyi bulamadım.”
Zeynep, şimdi küçük bir evde, kendi emeğiyle ayakta duruyor. Her sabah Pendik’e doğan güneşi selamlıyor. Geçmişin izlerini taşıyor ama geleceğe dair inancı sarsılmaz. En büyük hayali ise bir gün, benzer zorluklar yaşayan kadınlara yardım edecek bir sosyal girişim başlatmak.
Bir yanıt yazın