
Elif, 22 yaşındaydı. Sabahları Kadıköy escort sokaklarında yürürken kimse onun yaşadığını anlamazdı. Sessizdi. Kalabalığın içinde bir hayalet gibi kaybolurdu. Moda sahilinde her gün aynı banka oturur, gözlerini denize diker, saatlerce konuşmadan beklerdi.
Doğduğu şehir Adana’ydı. Annesi küçük yaşta vefat etmişti. Babasıyla kurduğu ilişki hiçbir zaman bir baba-kız ilişkisi olmadı. Daha çok susarak büyümek zorunda kalan çocuklardan biriydi. Liseden mezun olur olmaz İstanbul’a geldi. Hayalinde oyunculuk vardı. Kadıköy’de bir kurs buldu, ama ne kursa gidecek parası ne de kalacak yeri vardı.
Otel Severim
İlk aylar arkadaş evlerinde idare etti. Sonra yalnız kaldı. Ucuz bir odada kalmaya başladı, garsonluk yaptı. Vip ama her işten kısa sürede ayrıldı. Ya mobbing, ya taciz… Bir sabah cebinde sadece iki simit parası kalınca Moda sahilinde sabahladı. O gün “kırılma noktası” oldu.
Gece Kadıköy sokaklarında tanıştığı biri ona “yardım” teklif etti. Yardım, göründüğü gibi çıkmadı. Elif bir anda istemediği bir hayatın içinde buldu kendini. Kaldığı ev, çalıştığı iş, konuştuğu insanlar — hepsi yabancıydı. Ama başka seçeneği de yoktu.
Aylar geçtikçe içine kapandı. Kimseden medet ummadı. Yine Moda’da o bankta oturduğu bir sabah yanına genç bir kadın geldi. Elinde bir broşür vardı.
“Kadın dayanışma ağı. İstersen uğra. Ücretsiz destek, barınma, terapi…”
Elif başta gülüp geçti. Ama üç gün sonra, aç ve hasta bir sabaha uyandığında o broşürü tekrar okudu.
Gitti. Anlattı. Dinlediler. Ağladı. Sustular. Sonra yeniden konuştu.
Şimdi Elif, Kadıköy escort küçük bir seramik atölyesinde çırak. Ellerini çamura bulaştırıyor ama bu kez kendi isteğiyle. Kalacak güvenli bir evi, okuyacak kitapları, yazacak defterleri var.
Moda sahilinde o eski banka hâlâ oturuyor bazen. Ama artık gözleri yere değil, denizin ötesine bakıyor.
Çünkü artık bir çıkışı olduğunu biliyor.